Sanal Evrende Kurgunun İlk Kez Türkiye’de Geçtiği Zaman

2008’de evime bir bilgisayarın ilk kez girişinden bugüne kadar video oyunlarıyla haşır neşir olmuş birisiyim. Ancak oyunları oynarken her zaman, bildiğim kültürden, yerden, civardan yani Türkiye’den bir şeyler görmek isterdim; hâlâ isterim de. Oyunların farklı dillere çevrilmesi olsun, farklı seslendirmelerle […]

Eyl 25, 2023 - 06:58
Kas 25, 2024 - 15:26
 0  10

de_wartorn (ek1)

2008’de evime bir bilgisayarın ilk kez girişinden bugüne kadar video oyunlarıyla haşır neşir olmuş birisiyim. Ancak oyunları oynarken her zaman, bildiğim kültürden, yerden, civardan yani Türkiye’den bir şeyler görmek isterdim; hâlâ isterim de. Oyunların farklı dillere çevrilmesi olsun, farklı seslendirmelerle desteklenmesi olsun hep ilgimi çekmiş ve bu nedenle “acaba Türkçesi var mıdır?” sorusunu bu dijital içerikler bana hep sordurtmuştur. Bu soruya çoğu zaman yanıt alamamış olmanın hüznüyle beklentilerimi ve arzularımı bir nebze düşürüp oyun içerisinde “Tamam Türkçesi yok ama en azından buradan (Türkiye’den) bir şeyler görelim” diye içimden geçirmeye devam etmişimdir.

2008’de eve gelen bilgisayar içinde Counter-Strike yüklü olarak gelmişti. Ana okuluna yeni başlamış olan çocuk ben, okula gider gelirdim ve ara ara da botlarla harita harita, o zaman haritalara parkur diyordum, oyun oynardım.

İşte yine, harita havuzumdan bir başka haritayı seçip o haritadan sıkılıncaya kadar oynamayı seçtiğim günlerden biriydi ki bu haritanın ismi de_torn olarak geçiyordu. De_torn, başka haritaların içermediği mekaniklere sahipti ve o yüzden aynı zamanda da ilgimi çeken bir haritaydı. Örneğin sokakların birinde gider borusundan akan tüm sular bir fıçıda birikiyordu ve su mekaniğini niyeyse çok seviyordum. Hatta muhtemelen o yüzden, de_piranesi, de_chateau gibi haritaları oldukça çok oynardım.

2008 yılında günler ilerlerken ve ben ana okuluna gidip gelirken, aldığım eğitimden bir takım kalıp isimleri öğrenmiş, bu sayede edinilen bu kalıp isimleri orada burada görünce tanıyor hâle gelmiştim. İlaveten onların ne anlama geldiğini de anlıyordum. İşte bu öğretilen kalıp isimlerden biri de “Atatürk” ismiydi ki o sırada hâlâ Counter-Strike oynamaya devam ediyordum. Başka oyun da yoktu zaten. İşte bir gün yine ilgimi çeken de_torn haritasında oynarken, bir gün haritadaki duvarın birinde “ATATÜRK Caddesi” yazdığını gördüm. Hâl böyle olunca, günlük hayatımda olan bir şeyi, beni tamamen etkisine almış oyunda görünce çok mutlu olmuş, aynı zamanda da o haritada çok daha fazla oynamaya başlamıştım.

Ancak yıllar ilerlerken, oyun kütüphanemi çok yavaş da olsa genişletiyor yeni maceralara yelken açıyordum. Yeni maceramı yaşayacağım adres ise yine Counter-Strike’tı ama bu sefer oyun 1.6 yerine Counter-Strike: Source olarak geçiyordu ki Source motorunun fizikleri, karakterlerin cansız bedenlerinin aldığı şekiller (ragdoll physics), o grafikler beni oldukça çok cezbetmişti. İlgimi çok çeken su mekaniklerini de denemek için bol bol de_piranesi, de_aztec, de_chateau gibi “suyun” olduğu haritalarda oynuyordum. Ancak ne yazık ki de_torn haritasını CS:S’ye entegre etmemişlerdi ve bu nedenle yeni oyunun etkisiyle de haritayı zamanla unutup gitmiştim.

Ta ki, video-essay dediğimiz türde dijital içerikleri izlerken CS 1.6 haritalarında bulunan easter-egglere dair bir video izleyene kadar. O videoda ise de_torn haritası gösterilmişti ve bu da tüm çocukluğumun gözlerimin önünden film şeridi gibi geçmesine sebep olmuş, yaşadıklarımı ve hissettiklerimi bir anda tazelememi sağlamıştı.

Sonrasında ise bunca yıl gelişmiş, Türkçe okuma-yazmayı öğrenmiş üstüne yabancı dil eğitimi almış olan ben, aynı haritayı yeniden yoklamaya karar vermiştim.

Torn Genel Giriş

Counter-Strike 1.6’nın içinde hâli hazırda gelen haritalardan olan de_Torn’u yeniden açtığımda her köşesini özellikle “ATATÜRK Caddesi” yazan kısmı bulmuş, o zaman okumayı bilmediğim için okuyamadığım diğer Türkçe kelimelere ve Türk kültüründen gelen ya da Türkiye’de bulunan lokasyonların nasıl oyuna eklendiğini görmüş oldum ve idrak ettim.

Atatürk Caddesi (ek1.1)

Geri girip haritayı incelediğimde “İstiklal Caddesi”, “Cumhuriyet Meydanı”, “Sokak 3”, “Sokak 7” gibi bazı caddelere ve sokaklara Türkçe isimler verilmiş çoğu kapı girişlerine de “Nazar Boncuğu” yerleştirilmiş olduğunu gördüm.

Bomba alanının bir tanesinin ise “Yerebatan Sarnıcı” dediğimiz tarihi mekâna da çok benzediğini fark ettiğimi söylemeliyim. Buna ek olarak, haritanın arka hikayesine baktığımız zaman da Teröristlerin su kanallarına zehirli sinir gazı bulaştırıp, su kanallarının ve kanalların bağlandığı nehirlerin güzergâhında bulunan şehirlerin su kaynaklarını kirletme planı olduğu hesaba katılınca benzetmenin hikâyeye çok uyduğunu düşündüm.

Yerebatan Sarnıcı’na Benzeyen Bombalama Alanı A (ek1.2)

Hâl böyle olunca şimdiki bilgilerimle kırmızı hapı yutup, tavşan deliğinin derinliklerine doğru balıklama atladım ve haritayı enine-boyuna araştırdım.

Bilir misiniz bilmem ancak oyunlardaki arka hikayelere merak sarmış, “lore” dediğimiz olaya gönül vermiş biri olarak bu tür içeriklerin dibini sıyırırım. Çok derin bir “lore” olmasa da Counter-Strike haritalarının da bir hikayesi vardır ve kimi haritanın hikayesi oyunun içinde yazmasa bile wiki sayfalarında bu bilgiler verilmektedir.

Harita bir bomba imha senaryosudur ve İstanbul, Bahçelievler semtinin terk edilmiş mahallesinde geçmektedir. Hikayesi ise şöyleymiş;

de_torn semalarında gezinti: (ek1.3)



“…Birleşmiş Milletler Askeri Birlikleri mağlup olmuş ve işbu alandan geri çekilmeye mahkûm edilmiştir. Ancak, şehrin sokaklarının altından geçen antik su kanalları, bölgedeki en büyük delta ovası olan ve aynı zamanda nehrin aşağısındaki tüm kasaba ve şehirlere su sağlayan bu kanala akmaktadır. İstihbarat Teşkilatı, bu terk edilmiş mahallede, daha spesifik olmak gerekirse bu antik su kanallarının terör eyleminin uygulanacağı potansiyel bir hedef olabileceği bilgisini elde etmiştir ve bu nedenle son derece eğitimli silahlı kuvvetlerine terk edilmiş bu mahalleye yeniden girip, bölgedeki asayişi yeniden tesis etmesini emretmiştir.

Görev tanımındaysa Teröristler için “Zehirli sinir gazı bombasını şehrin su sağlayan kanallarının olduğu yerde infilak ettir.”olarak geçer. Anti-Terörisler için yani Counter-Terrorists için ise “Durumu kontrol altına alıp, düşmanların görevini yerine getirmesine engel ol.” Olarak geçmekte.

Yani, Türkiye’de bir tür savaş var ki Birleşmiş Milletler bile olaya dahil olmuş. Tam anlamıyla savaş olmasa da terör-devlet gerginliği diyebiliriz. Tabii, olaya niçin BM’nin dahil olduğu bilinmiyor.

Haritanın Geliştirilme Öyküsü

Counter-Strike [1.3-1.6]

İngiliz Matt Coombe’nin aklına 2000’in Eylül ayında harita fikri gelmiş. Başta tasarımın Doğu Avrupa, Balkan taraflarında savaştan yıpranmış, yağmurlu ve pis bir mevkide olması düşünülmüş. Sonrasında Matt, bu haritanın taslağını yapmış; taslak üzerinde ilerlerken birkaç gün boyunca tasarımlar üzerine çalışmış sonrasında abisi Nick Coombe de haritanın tasarımına dahil olmuş. Haritanın bu evresinde, isim olarak warzone (savaş alanı) demişler.

Haritanın yapımı için referans fotoğrafları için internette arama yaparlarken Coombe kardeşlere Türkiye’den göze güzel gelen mimari yapısının haritada kullanılmak üzere birçok fikrî fırsat sunması nedeniyle görsellere denk gelmişler. Bu nedenle hikâyenin yani haritanın Türkiye’de geçmesi gerektiğine karar kılıp, denk geldikleri fotoğrafları başlangıç noktası olarak kabul etmişler. İlaveten ilham olarak Dust haritasını da kullanmışlar.

Harita geliştirmelerin ardından 27 Ocak 2001 yılında de_wartorn haritasından ilk ekran görüntülerini paylaştılar.

Şubat ayına gelindiğindeyse, haritanın bomba senaryosunda olacağı belirlenmiş ve haritanın isminin “de_wartorn” olarak değiştirilmiş. Aynı ayın devamında harita geliştirmeleri sürerken alfa sürümünde oynayış testlerine tabî tutulmuş ve ismi, yine, değişerek “de_torn” olmuş.

Nisan ve Mayıs aylarında harita dokularında büyük değişikliklere gidilip, genel görünüş olarak neredeyse nihayete erdirilmişti ve beta aşaması denemelerine resmen girilmişti. Haziran ayında, harita üzerindeki işler bitirilmiş ve Counter-Strike’ın bir sonraki sürümüne dahil edilişi için test sürüşleri yapılmaya başlanmıştı.

Sonunda ise resmi olarak, Counter-Strike’ın 1.3 sürümüne de_torn dahil edildi ve sonradan yeni bir güncelleme almadı.

Counter-Strike Condition: Zero

Oyuna haritanın birebir kopyası ile Condition Zero sürümü eklendi. Haritaların arasındaki tek fark dokusal olup, oynayış tarzında bir değişiklik yoktur.

Counter-Strike’ın sonraki oyunlarında resmi olarak bulamadığımız bu harita genel olarak oyuncu kitlesi tarafından tutulmamıştır. Nedeni ise haritanın genel yapısı ve oynayış tutumu açısındandır.

Haritanın Taktik Analitiği

Easter Egg Odasında Bulunan Harita Krokisi (ek1.5)

Haritanın dar sokaklar ve koridorlarından oluşması, klostrofobik bir ortam yaratmıştır. Kuş bakışı çizimde de görüldüğü gibi (ek 1.4) uzun menzilde savaşların dönebileceği iki bölge varken şu an Counter-Strike’ın rekabetçi havuzuna baktığımızda bundan daha fazlasını görebildiğimizi açıkça söyleyebilirim. Bu durum ise AWPer rolünde oynayan oyuncuyu kısıtlamakta. Birkaç senaryo dışında takımı ateş gücü bakımından olumsuz etkileyeceği için takımın AWP alma fikri büyük bir kumar olacaktır.

Force türü ellerde, CT takımının ekonomisinin kırılgan olduğu zamanlarda, bu tür elleri alma şansı da aslında yüksek çünkü dar koridorlardan bomba alanına girmek zorunda olan T takımını pompalı tüfekler ile çapraz ateşe alarak oldukça kolay bir şekilde bomba alanlarını savunabilirler.

Bomba alanlarınında “choke point” dediğimiz girişlerin oldukça dar ve dip dibe oluşu haritayı tamamen CT takımının lehine kılıyor. Bu da adil müsabakaların önüne geçiyor. Ek 1.4’te görülen “atrium” ile “small bazaar” noktalarında katlı bir harita yapısı mevcut bu da orada kontrol edilmesi gereken kısımları arttırırken, üst katlarda bulunan noktaların hâlihazırda klostrofobik hissettiren bölgede psikolojik baskı yaratması dışında bir artısı da mevcut değil. Zaten T takımı oraya CT’den de önce gittiği için tamamen yararsız bir dokunuş olmuş gibi duruyor.

Clip Brush dediğimiz bir kavram var, bu kavram oyuncuların çatılara, balkonlara kısacası oyuncunun olmasının istenmediği kısımlar bu kavram ile ayarlanır ve bu tür yerlere ulaşımı görünmez bir duvarla engellenir. İşte de_torn haritasında da clip-brush işi biraz salınıvermiş hatta yapılmamış. Oldukça garip yerlere oyuncuların erişimi var, olası bir boostlamada CT takımının kazanma oranı neredeyse %100’e ulaşabilir. Zaten CT lehine olan harita iyice çekilmez olur.

Kısacası rekabetçi düzeye uygun bir harita ne yazık ki değil.

Haritanın Kültürel Analitiği

Haritadaki yapıların mimarisi, Ödemiş/İzmir’in Birgi mahallesinden ya da Safranbolu/Karabük’ten izler taşımakta. Olay yeri İstanbul’da olsa da ülkenin farklı noktalarından elementler toplayarak harmanlanmış.

Balkon-vari yapılar odunlar ile desteklenmiş ve böylece binalara derinlik kazandırılmış, beyaz tema ile tahtanın rengi birleştirilmiş, binanın zemin tarafları taş duvarlarla örülmüş ve bu üç renk ile kontrast sağlanmış. Nazar boncukları gibi oldukça eskiye dayanan kültürel dokunuşlar haritada neredeyse her kapı girişine konulmuş, halkın “nazar”’a karşı genel inancının ne denli büyük olduğu resmedilmiş.

Kapı Üstünde Bulunan Nazar Boncuğu (ek1.6)

Bomba alanı A’da ise kocaman bir odayla karşılaşıyoruz. Ek 1.5’te de bahsedildiği gibi “…drainage system” yani su yolları sistemi diye geçiyor. Kolonal yapıya bakıldığında alan Yerebatan Sarnıcı’nı andırıyor. Yerebatan Sarnıcı ise zamanında bölgede bulunan halka ve imparatorluğa su sağlayan bir depoymuş. Haritanın hikayesini okuduğunuzda da teröristlerin su kanallarına toksik zehirle kirletip kitle imha aracı olarak kullanmayı hedeflediklerini biliyoruz. Orijinal metinde “…archaic water ducts…” diye geçmekte. Bu da A Site’ın Yerebatan Sarnıcı’nı andırmaktan da ziyade birebir temsil ettiği şüphelerimi oldukça güçlendiriyor. Çünkü hem senaryoya uyuyor hem de kullanılan kelimeler de bu duruma vurgu yapıyor.

Easter Eggler

Haritada birkaç tane easter-egg bulunmakta ve belirli bir ritüel ile tetiklenerek uygulanabilmekte.

Easter-Egg’i Gerçekleştirme Adımları ve Kendisi (ek1.8)

Ritüel uygulandıktan belirli bir süre sonra 4 tane savaş uçağının bölgenin üzerinden uçtuğu görülmekte. İlk 2 savaş uçağı middeki bir binayı bombaladıkları görülürken, eğer bombalamanın altında durulursa kişinin hasar aldığı da görülüyor.

Easter-Egg Tetiklemesiyle Tahribattan Hasar Alırken: (ek1.9)


Peşi sıra gelen diğer 2 savaş uçağı da biraz daha ileriyi bombalıyor, fiziki hasar verirken aynı zamanda yine kişi bombalamanın altında durursa kendisi de hasar alıyor.

Cumhuriyet Meydanı Tabelasının Bulunduğu Yer Bombalanırken (ek1.10)

Diğer Easter Egg ise ek1.5’de gösterilen harita krokisinin bulunduğu oda. Buraya bir ritüel ya da belirli adımlarla giremiyorsunuz. Odaya girebilmek için noclip hilesi ile duvarın içerisinden geçerek erişim sağlayabilirsiniz. Masanın üstündeki mac-10 ele alınabilir olup, envantere alındığında kullanılabilir şekilde ayarlanmış. Odayı incelediğinizde köşede muhtemel bir işkencenin ardından kalan kan izlerini görebilirsiniz. Masanın üstünde devrilen bardak ile küllükte hâlâ yanan bir sigara ile karşılaşıyoruz. Muhtemelen plan sırasında aceleyle bu gizli odadan ayrılıp görevlerini uygulamak üzere odadan ayrıldılar.

Gizli Odanın İçi: (ek1.11)

Bu gizli odanın lokasyonu T takımının doğma bölgesinde, bu da odayı direkt T takımıyla bağdaştırıyor ki mac-10 bildiğiniz gibi T takımının erişimine açık bir silah.

Sonuç

De_torn haritası internetin daha yenice yaygınlaştığı dönemde, yabancılar tarafından yapıldı. Bu sanal evrende ilk kez Türkiye’den bir şeylerin sanal evrende yeniden inşa edildiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Aksini iddia eden varsa kanıtıyla yorumlarda kendilerini görmek isterim.

Çocukluğuma dair hatırladığım anılarımda oldukça net bir yere sahip olan bu harita, zamanında bana keyifli vakitler yaşatmıştı.

Osman “Crennips” Kamış